13 May 2013

Aşk'ın Doğrusu Yanlışı Var mıdır Müdür ?

Uyanmışmıydı yoksa ayılmışmıydı tam karar veremedi kadın.
Kolları sızlıyordu. Napmıştı ki böyle ?
Çokmu temizlik yaptım acaba diye düşündü.


Sonra unutmak istediği o sahneler gözünden şerit gibi akıp geçmeye başladı.

O gün çok çalışmıştı evde. Temizlik yaptı köşe bucak.
Halıları bile sirkelemişti incecik bedenine rağmen.
Çok temiz ve güzel olmalıydı evi.

Sonra mutfağa geçti.
En leziz yemekleri yapmalıydı.
Çünkü sevdiği adam sabah arayıp akşama geleceğini söylemişti.
Belki adam yemeği çok beğenirse bu gece onunla bile kalabilirdi.
Böyle umud ediyordu kadın.
Sabah onun kollarında uyanmayı nekadar çok özlediğini farketti.
Beş aydan fazla olmuştu onun kollarında uyanmayalı.
En son yaz mevsimiydi.

Adam karısına şehir dışında toplantısı olduğunu bahane ederek haftasonunu sevgilisinin yanında geçirmişti.
Sevgilisi mutluydu.
Adam endişeli ama sevgilisine belli etmemeye çalışıyordu.
Bu işin sonunu biliyormuydu ?
Bilmek istiyormuydu.
Bunları düşünmek yerine anın keyfini çıkarmayı tercih etmişti her zaman ki gibi.

Kadın kurduğu düşünceden arındı.
Hemen işe koyulmazsa akşama yemekler yetişmeyecekti.
Çok güzel bir salata yaptı.
Akşamları salataya bayılırdı adam.
Sonra ana yemek ve yemekten sonrası için güzelce mezeler hazırladı.
İki tek atmadan adamın gerginliği silinmezdi.
Bunu çok iyi bilirdi kadın.

Zaman su gibi akıp geçti ve kapı çaldı.
Tam zamanı diye düşündü kadın. Masadaki mumu yakıp kapıyı açtı.

İşte karşısındaydı sevdiği adam.
3 gündür görmediği istediği zaman sesini duyamadığı sadece o arayınca konuşabildiği uğruna ailesini bile karşısına aldığı adam kara gözleriyle karşısındaydı.
Uzun boyu gür saçları ve kara gözleri.
Tabi ya. Kadın adamın bu özelliklerine vurulmamışmıydı.

Adam kapıyı açan kadına tepeden tırnağa şöyle bir baktı.
Adamın en sevdiği elbisesini giymişti.
Birde o kalçalarını dikleştiren topuklular yokmu.
Bu kadına hayır diyememesinin nedenlerinden biride şu topuklular değilmi ?
Hiç bir kadına bukadar yakışmıyor o topuklular.
O kalçasının yürürkenki ahengini düşündükçe yine aynı sarhoşluk geçti başından.
Adam karısınada bolca topuklu alıyordu ama hayır hiç biri bu kadına yakıştığı gibi yakışmıyordu.
İçi ürperdi adamın. Ve canı feci şekilde sevişmek istedi.
Geliş nedenide bu değilmiydi zaten.

Kadın bir adım geri çekilerek adamı içeri buyur etti.
Adam her zamanki gibi kadını sıkıca kavrayıp kendi bedenine yasladı ve kadının boynuna şehvetli bir öpücük kondurdu.
Kadın kendinden geçti.
Bu adam tek hareketiyle kadının ayaklarını yerden kesmeyi nasıl becerebiliyordu bunu düşündü masaya otururken.

Yemeklerini yediler. Kadehler kalktı.
Kadın her kadehi 'bize' diye kaldırırken adam kafasıyla onayladı sadece.

Zamanın ilerlediğini farkeden adam kıpırdanmaya başladı.
Artık sevişip evine karısına ve çocuklarına dönmesi gerekiyordu.
Ne demişti karısına ?
Yeni bir iş anlaşması yapılmıştı ve bunu en yakın arkadaşı olan Faruk'la bir meyhanede erkek erkeğe kutlayacaklardı. Fazla geç olmadan gelirim demişti.
Her seferinde kalıbına uyduracak bir yalan buluyordu adam.
Karısıda inanıyordu yada inanıyormuş gibi yapıyordu.
Neyse fazla düşünüp anın tadını kaçırmamalıydı.

Adam kadına arkadan usulca sokuldu ve kadının kokusunu içine çekti.
Evet tamda şuan da istediği şey bu kadınla sevişmekti.

Kadın rakıyı fazla kaçırmıştı bunu biliyordu.
Ama kafasındaki düşünceleri başka türlü bertaraf edemiyordu.
Adamın ona sokulmasını öpmeye başlamasını fırsat bilerek kulağına fısıldadı :
'Bu gece burada kalmanı istiyorum. Çok özledim senle uyumayı'
İçindekini dökmüştü işte kadın çıkmıştı ağzından.
Rahatlamıştı.
Yapacağı tek şey onun ağzından çıkan cevabı beklemekti.

Adam şehvetle kadını öperken birden durdu.
Kadının kulağına söylediklerini tartmaya başladı.
Alkolinde etkisiyle ani hareket ederek kadını itip kalkmaya çalıştı.
'Sana yüzkere söyledim. Benim bir ailem var ve her gece o lanet olası eve gitmek zorundayım.' dedi.

Kadın baka kaldı.
Niyeti onu sinirlendirmek değildi.
Sadece onunla uyanmayı özlemişti.
Ama adamın karısını hatırlatması üzerine oda sinirlerine hakim olamadı ve adama bağırmaya başladı.
'Ben ikinci kadın olmaktan ve her akşam gelirmisin ararmısın diye beklemekten bıktım' dedi.
Adam hışımla geri döndü ve kadının o incecik kollarından tutarak sarsmaya başladı.
'Başından beri bunu biliyordun madem bıkacaktın neden beni baştan çıkardın?' dedi
Kadın kollarının acısından değil ama yüreğinin sızlamasından hıçkırıklarla ağlamaya başladı.

Adam kadını bırakıp kapıyı vurarak çıktı gitti.

Çıkıp gitmek hep adamlara has özelliktir zaten.
Kadınlar sabretmeyi çabalamayı bilir; adamlar ise vurup kapıyı çekip gitmeyi.

Kadın ağlayarak sızmıştı.
Böyle hayal etmemişti bu geceyi ama olan olmuştu.

Hayatında ilk defa aşık olmuştu ve adam evliydi.
Hata olduğunu bile bile bu aşka başladı.
Pişmanmıydı ?
Artık pişman olmak için bile geç kalmamışmıydı ?

Aşk; zamansız yanlış yerde yanlış kişiyle yaşanmıştı ve bukadar yanlış aşka ancak bitmek ve gitmek yaraşırdı.

Tuğba B.
18022013



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hadi ama sende anlat :)